Eskimeyen Tatlar Brezilya Kuru Kahvesi İstanbul

Bugün Brezilya Kurukahvecisi'ni ziyaret edeceğiz. Kahvenin hasını Brezilya'da üretiyorlar madem neden ordan getirmeyelim bu mereti düşüncesiyle kurulan değerli müessese tamı tamına 90 yıllık. Yanlış duymadınız İstanbulluların dedelerine, babalarına ve kendilerine kahve lezzetini sunmayı görev edinen Brezilya Kurukahvecisi sadece bu lezzeti değil eski İstanbul'un hayalini, beyefendi sohbetini, sıcacık gülüşünü de sizlerle paylaşıyor. Taaaa 1917 yılında Erzincan'dan İstanbul'a gelen Hacı Sıddık Ergincan kurmuş müesseseyi. Türkiye bu güzel mekanla tanımış ithal kahveyi hem de tam 50 yıl önce. Halada öyle; kahve Brezilya'dan geliyor, bir güzel kavruluyor, taş değirmende çekiliyor ve buram buram kahve kokusu gözkyüzüne karışıyor. Elinde bir fincan tutan arap bacı mekanın logosu. Giresun'un hakiki fındığı, Nevşehir'in kabak çekirdeği, Anamur'un harika yer fıstığı bir fincankahveninyanına ilişiveriyor burda. Adresi verelim Güneşlibahçe Sokak no: 42 Kadıköy Telefon Numarası: 0216 337 63 17 Cumartesi pazar demeden gergün sabah 08:00 - 20:30 arası açık. Mutlaka gidilip görülmesi gereken bir emkan. Sakın kaçırmayın....

İncele !

Norveç Tatili Muhteşem Kayalıklar 2014


Dünya'da doğanın en güzel göründüğü ülkelerden biridir Norveç... Resimlerde de gördüğünüz gibi tabloya benzer manzaralara sahip ülke. Kuzey ülkesi Türkiye'nin neredeyse yarısı kadar toprağa sahip, nüfusu Bursa ve Antalya’nın toplamı kadar. Olurda gitmeye karar verirseniz Oslo'da iki havalaanı var. Bence merkeze uzak olanı seçin hem daha ucuz hem de yolun büyük kısmı orman içinden geçiyor. Sonlara doğru bir taraf orman diğer taraf deniz oluyor. Şehir merkezine yaklaştığınızı teknelerden denizi görmekte güçlük çektiğinizde anlıyorsunuz. Ülkeyi ikiye bölersek güney bölümü; fotoğrafa meraklı turistler için her dakika bir sanat karesi sunan sahil köyleri, muhteşem doğa manzaraları ve yine çok çok özel bir estetiğe sahip kentlerle ile öne çıkıyor.. Fotoğraf Makinesi için yanınızda bol bol hafıza kartı götürmeyi sakın unutmayın. Burada bulunan Oslo, fiyortlar, dağlar ve ormanlık tepelerle çevrili olup insanı büyüleyen coğrafik bir yapıya sahiptir. Güneyde bulunan Lillesand, Tvedestrand, Risor, Brekkesto ve Gamle gibi köyler birer sahil incisidir. Kayağın beşiği güney bölgesi, özellikle Telemark bölgesi, kayak tutkunlarının aklını başından alır. Norveç'in batı sahillerinde bulunan fiyortlar, Dünya Mirası alanlarının en popüler olanlarıdır. Herbir fiyort kendine has bir yapıya ve özgün cazibelere sahiptir. Asıl konumuza dönersek Norveçe'e gidenler fotoğraflarda bulunan Pulpit Kayalıklarını gezmeyi sakın ihmal etmesin. Manzaraya bakınca benim ayaklarım ve ellerim karıncalandı. Gerçekten muhteşem. Pulpit kayalıkları her sene cesur ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor. Yaklaşık 604 metre yükleklikte bu sarp kayalıklar yılda yüzbinlerce insanı ağırlıyor. Bazı ziyaretçiler eşsiz güzellikteki manzarayı seyrederken, en cesurları kayalıkların kenarında oturarak hatıra fotoğrafı çektiriyor.
Bazı ziyaretçiler eşsiz güzellikteki manzarayı seyrederken, en cesurları kayalıkların kenarında oturarak hatıra fotoğrafı çektiriyor. Yaklaşık 10 bin yıllık olan bu kayalıklara gelen turistlerin fotoğraflarını çeken Greg MacDonald bugüne kadar bir kaza olayına rastlanmadığını söylüyor.

İşte dünyanın en korkusuz turistleri

İşte dünyanın en korkusuz turistleri
İşte dünyanın en korkusuz turistleri



İşte dünyanın en korkusuz turistleri
İşte dünyanın en korkusuz turistleri

İncele !

Kayıp Şehir Mezepotamya Gezi Tatil Turları


Evliya Çelebi'nin kayıp haritası sonunda ortaya çıktı. Ünlü seyyah haritada Mezepotamya üzerinde çalışmış ve Dicle-Fırat arası bölgeyi çizmişti. 17'nci yüzyılda yaşadığı dönem içerisinde gezip gördüğü yerlerin kültürünü tarihi ve coğrafyası hakkında edindiği bilgileri Seyahatname isimli büyük eserinde toplayan ünlü Türk şeyyahı Evliya Çelebi'yi unutmayan Dünya Kültür Mirası bekçisi olan UNESCO doğumunun 400'üncü yılında 2011 yılını Evliya Çelebi yılın ilan etti.

İKİNCİ BÜYÜK ESERİ

Büyük eseri Seyahatname'nin yeniden gündeme geldiği bu yıl içerisinde Evliya Çelebi'nin bir de haritası olduğu ortaya çıktı. Vatikan kütüphanesinde bulunan ve Seyyah'ın Mısır'a ziyaretinde çizdiği düşünülen 6 metrelik Nil Haritası ünlü gezginin Seyahatname'den sonra ikinci büyük eseri olarak kabul ediliyordu.
Vatan gazetesinin haberine göre, Vatikan kütüphanesinde bulunan ve Evliya Çelebi'ye ait olduğu düşünülen Nil Haritası'nın gün yüzüne çıkmasının ardından Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof Dr. Zekeriya Kurşun ve beraberindeki araştırma ekibi, ünlü seyyahın kayıp olduğunu bildikleri ve Hicaz yolunda çizdiği haritanın peşine düştü. 5 kişilik bir ekiple geceli gündüzlü arşivleri tarayan ve yine en büyük rehber olarak aldıkları Seyahatname'den yola çıkarak kayıp haritanın izini sürdü. Tarih bölümü doçentleri doktorları ve araştırma görevlilerinden oluşan ekip uzun çalışmalarının sonucunda kayıp haritanın izini Evliya Çelebi'nin Hicaz gezisinde son durağı olan Mekke ve Medine bölgesinde olduğu bilgisine ulaştı. Araştırmalarını yapmak üzere ülkeye giden tarih akademisyenleri burada da yaptıkları çalışma sonunda aradıkları haritayı buldu. Kültür Bakanlığı başta olmak üzere ilgili bakanlıkların da devreye girmesiyle elde edilen harita şu an bir kasada muhafaza ediliyor.

DİCLE-FIRAT ARASINI ÇİZMİŞ

Prof Dr. Zekeriya Kurşun, önümüzdeki hafta içinde düzenleyecekleri basın toplasında haritayı tanıtacaklarını söyledi. Prof. Kurşun, uzun ve emek dolu bir sürecin sonunda amaçlarına ulaşmanın sevincini yaşadıklarını belirtti. Bulunan Dicle-Fırat haritasının ve daha önce ortaya çıkan Nil Haritası'ndan daha önce çizilmiş bir harita olduğunu belirten Kurşun, haritanın yanlarında bulunan ve bölgenin özellikleriyle ilgili bilgilerin yazılı olduğu notların da Seyahatname'deki üslup ve yazımla benzeştiğini haritanın Evliya Çelebiye ait olduğunun yüzde 90'lar oranında kesin olduğunu belirti. Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nden sonra ikinci ünlü eseri kabul edilen ve Vatikan Kütüphanesi'nde olduğu bilinen 6 metre uzunluğundaki "Nil haritası'' ilk kez görüntülendi. Harita, Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi Prof. Dr. Kenan Gürsoy ve yazar Rinaldo Marmara öncülüğünde, Vatikan Kütüphanesi'ni gezen Türk konuklara gösterildi. Uzmanlar, 6 metre uzunluğundaki haritanın zarar görmemesi için sadece 1.5 metrelik kısmını açtı. Nil haritasının restore edilmeye ihtiyacı olabileceğini belirten Büyükelçi "Belki Türk hayırseverler, UNESCO tarafından Evliya Çelebi yılı olan bu senede restorasyon için sponsor olabilir" dedi.

İncele !

Askerlere THY Mükemmel Müjde

THY reklamlarını renklendirdi, kurumsal imajını çok değiştirdi ama şu basın bültenleri gerçekten çok tek düze. Tamam görselleri güzel yanda gördüğünüz gibi ama Ettihad ya da başka bir hava yolu şirketi bir promosyon yapınca bunu basın bülteninde bile yağlandırıp ballandırıken THY ""Benim şartlarım bu ister uçarsınız ister uçmazsınız" havasında bültenler yayınlıyor. Neyse biz yine de hizmeti duyurmak adına anlatalım. THY'den askeri personele çok önemli bir müjde geldi. Bundan böyle ( Ercan, Anadolu Jet ve Codeshare seferler hariç ) T.S.K.’da askerlik görevini yapmakta olan er ve erbaş personeline iç hat ekonomi ücretleri ( promosyon ve business hariç ) üzerinden %25 indirim uygulanacak. THY'nin duyurduğu bir başka haberde yeni uçuş destinasyonuyla ilgili iç savaştan çıkan Libya'nın Kaddafi karşıtı kalelerinden biri olan Misurata'ya uçak seferleri düzenleme kararı aldı. Sanırım müteahitler ve iş adamları buna sevinmiştir. Hemen söyleyelim uçuşlar 12 Mart 2012 tarihinde başlayacak.

İncele !

Buzullara Sıkışan Sevimli Yunus Balıkları

İşimiz gezmek, eğlenmek ama etrafımızda gelişen olaylara da duayrsız kalamayız.

Tıpkı Rusya'da yşananlar gibi... Rusya'nın Çukotka bölgesi yetkililerinden gelen açıklamaya göre, Bering Denizi'nde Yanrakynnot köyünün güneyinde 100'den fazla balinanın denizle irtibatı kesildi ve buzulda sıkıştı.
Bölge valisinin, bu balinaların yardımına koşmak amacıyla ulaştırma bakanıyla, acil durumlar bakanına bir buzkıran gemisini bölgeye göndermeleri için talepte bulunduğu kaydedildi.
Açıklamada, balıkçılar tarafından dün bulunan balinaların besin bulamama riskiyle karşı karşıya kaldığı, ayrıca buzulların hareketinin balinaların nefes alabilecekleri alanı yavaş yavaş daralttığı belirtildi.
Çukotka valiliği, muhtemel besin eksikliği ve suyun donma hızı göz önüne alındığında, tüm bu balinaların bitkin düşme ve ölme tehdidiyle karşı karşıya bulunduklarını vurguladı.
Bir buzkıran gemisinin, balinaların sıkıştığı bölgeye bir buçuk ila iki günlük mesafede bulunduğu, bu geminin yardıma koşabileceği belirtildi.
Hayvanları koruma kuruluşlarına göre, bu balinaların yaşam alanları, petrol endüstrisi, küresel ısınma ve avlanma tehdidi altında bulunuyor.

İncele !

Greenwich Tatili Gezi Turları 2014

Greenwich dünya döndükçe namı her ilkokuldan liseye yayılacak ders kitapları sayesinde üne kavuşmuş bir yer. Dünyanın başlangıç meridyeninin bulunduğu İngiltere'nin başkenti Londra'daki Greenwich her gün ziyaretçi akınına uğruyor. Burasının "0 noktası" olarak kabul edilmesinin hikayesi ise yaklaşık 130 yıl öncesine uzanıyor.  
Coğrafya derslerinde ve kitaplarında enlem ve boylam konusu anlatılırken sıkça adı geçen ve bir çok kişiye yabancı olmayan Greenwich, Londra'nın güneyinde, Thames nehri kenarında bulunan bir semt.        
İngiltere'nin birçok semti gibi yeşil alanlar ve parklarla çevrili Greenwich'in dünya genelinde tanınmasını sağlayan ise Greenwich parkının içinden yürüyerek ulaşılan dünyaca ünlü gözlemevi.       
Küçük bir tepeyi tırmanarak ulaşılan Greenwich Kraliyet Rasathanesini her gün çok sayıda turist ziyaret ediyor. "Sıfır noktasını" simgeleyen çizginin ve çelikten yapılmış dünyanın önünde durarak hatıra fotoğrafı çektiren ziyaretçiler arasında Türk vatandaşları da bulunuyor. 


İlkokuldan beri okuduğumuz"Greenwich"i gördüğünüzde içiniz bi acaip olacaktır. Sınavlarda sizi terleten bu acayip yer "bir çizgi" olarak hayal ettiğiniz Greenwich'ten  gözlemevi ve etrafındaki müzelerdenden oluşan bir hayal dünyasına dönüşüveriyor.
 
Greenwich meridyeni sadece İngiltere'den geçmiyor. "0 boylamı" Fransa, İspanya, Cezayir, Burkina Faso ve Gana gibi ülkelerden de geçerek, dünyanın doğu ile batı yarım küresini ayırıyor.   
    
Londra'daki bu "hayali boylam" sadece dünyada yönün bulunmasına yardımcı olmuyor, aynı zamanda iki boylam arasındaki 4 dakikalık zaman farkı dünyadaki "uluslararası zaman dilimini" belirliyor.        
19. yüzyıla kadar her ülke güneşe göre kendi zaman kavramını belirlerken, 19. yüzyılın sonlarında demiryollarının ve iletişim ağlarının gelişmesiyle küresel zaman ve saat kavramına duyulan ihtiyaç artıyor.       

1884 yılında 25 ülkeden 41 delege Washington'da bir araya gelerek, "Uluslararası Meridyen Konferansını" düzenliyor ve dünyanın saat dilimlerini belirleyecek kararı almaya çalışıyor. Bu konferansta yapılan oylama sonucu 22 oyla Greenwich "0 meridyeni" olarak belirleniyor. Oylamada, San Domingo karşı, Fransa ile Brezilya ise çekimser oy kullanıyor. Böylece, kısaltılmışı GMT olan "Greenwich Mean Time (Greenwich saati)" dünyanın kullanacağı uluslararası zaman dilimi olarak belirleniyor.        
Washington, Berlin ve Paris gibi şehirlere karşın Londra'daki Greenwich semtinin yapılan konferansta seçilmesinin nedenlerinden biri olarak, dünya deniz ticaretini yürüten denizcilerin yüzde 70'inden fazlasının oylamadan önce de Greenwich zaman dilimini kullanıyor olması gösteriliyor.   

İncele !

Buz Otellerde Eksi 5 Derecede Balayı Tatili


Buz Otelller Dünyanın yeni yükselen turizm sektörü oldu. Bir dönem marjinal olarak nitelenen bu tür tatil, balayı organizasyonları artık oldukça ilgi görüyor. Öyleki Kanada, Norveç ve Finlandıya başta olmak üzere bir çok ülkede bu tür otelleri   görmek artık mümkün.
Fotoğraflarını gördüğünüz otel Finlandiya'dan...Buz ülkesi olarak nitelenebilecek ülkede bu otel her yıl yıkılıyor ve kışları tekrar inşaa ediliyor. Herşey buzdan bu otelde. Önce dev buz kalıpları denizin üzerinden kesiliyor ve otel yapılıyor. Sonra bardaktan aynaya, koltuktan yataklara kadar her türlü eşya ve mobilya heykeltraşların elinde buzdan oyuluyor. Buz otelin müşterileri arasında bu hayal alemini merak edenler kadar, balayını değişik bir mekanda geçirmek isteyen yeni evli çiftler de var.


 



Buzdan bir kalenin de olduğu otel kompleksinde yemek bölümü buzdan masalarla süslü. Her masanın yanında bir güzel heykelde yemek zevkini artırıcı unsur olarak kullanılıyor.
Yatak odaları da buzdan yahu insan burda ölür demeyin walla bişecikler olmuyo. Hatta duvarda şömine resmi bile var ve bu da içinizi ısıtabilir çok üşürseniz:)))










Koridorlar aslında ürkütücü, devasa buz kütlelerinin içinde olduğunu bilmek insanı hem korkutuyor hem de çok ama çok fazasıyla kendine çekiyor.










İncele !

Çinde Gezilecek Çikolata Müzeler


Çin'in Şangay eyaletinde sıradışı bir müze açıldı. Ülkenin tarihi yapılarını, sembol olmuş binalarını ve Dünya çapında eserlerin maketlerinin sergilendiği müzenin en büyük özelliği heerşeyin çikolatadan olması. Dünyanın en tatlı müzesini sizde notlarınız arasına mutlaka alın. Gökdelenler, kuleler, saraylar ve daha bir çok eser... Hepsi Çin'deki bu müzede ziyaretçilerle buluşuyor.
Şangay'daki "çikolata dünyası" müzesi kapılarını ziyaretçilere açtı.


Müzedeki parçalar ziyaretçilerin Çin kültürünü yakından tanıması için özenle seçildi. Ülkenin sembolü haline gelen yapılar, minyatür boyutta yeniden üretildi.
Müzedeki sergilenen parçalar için toplam iki ton çikolata harcandı ve özel gıda boyalarıyla renklendirildi. Bilet satımına başlanan sergi yılbaşına kadar ziyaret edilebilecek.
Çin'in çikolata müzesi dışında Dünya genelinde iki benzer müze daha bulunuyor. Bunlardan biri Almanya Köln'de, diğeri ise İspanya Barcelona'da...

İncele !

Uzakdoğu Tatili Hala Seni Bekliyor

Ah benim güzel Dünyam seni bazen savaşlarla, bazen fabrikalarla, bazen bir çikolata kabıyla bazen de dev petrol rafinerileriyle kirletyoruz ama sen hala çok güzelsin... Muzip kıkırdamalarıyla nazlı bakışlar atan utangaç ama bir o kadar cömert köylü kızı halleri var sende. Ne kadar hoyrat ve aksi olsak da biz sen sunmaya devam ediyorsun güzelliklerini... İşte onlardan bazıları. Son keşif uzak doğudan... 208 yeni tür keşfedildi. Hepsi de yok olma tehdidi ile karşı karşıya. Dünya Doğayı Koruma Vakfı, Vietnam, Laos, Tayland, Kamboçya ve Myanmar'ı kapsayan Mekong deltasında geçtiğimiz yıl keşfedilen yeni türleri açıkladı. Onlardan biri de bölgeye özgü olan bir maymun türü.

Yeni keşfedilen türler arasında "kurt yılanı" adlı beyaz şeritli yılan,, farklı renklerde kertenkeleler ve kuşlar da yer alıyor.
Ancak tüm bu türler büyük tehdit altında. Listede sadece hayvanlar değil, 100'den fazla yeni bitki türü de yer alıyor.

İncele !

İstanbul'da Gidilecek En İyi Et Dönercileri

Kemerburgaz - Kardeşler Lokantası Listenin en başında Kemerburgaz'dan Kardeşler Lokantası var. Sulu yemekleri özellikle nohutu ile de çok meşhur. Yemekelrinin sırrı mutlaka kemik suyu ve tereyağı kullanmaları. Hakiki ve kaliteli malzeme dışında hiçbirşey kullanmıyorlar. Usta aynı zamanda dükkanın sahibi ve neredeyse 50 yıldır bizzat elleriyle hazırlıyor mönüyü. Dönere gelince harika bir eti var. Yağlı ama sizi asla rahatsız etmiyor. Adeta ağzınızda dağılan bir özelliğe sahip. Üstelik Kemerburgaz'ın zengin site ahalisi de buraı mesken tutmuş. Döner öğlen 13 gibi bitiyor. Yemekler ise akşam 6 olmadan bir güzel silinip süpürülüyor.

Beyoğlu - Saray Muhallebicisi
Adı muhallebici ama döneri de muhallebi kıvamında harika üstelik hizmetleri benden beş yıldız aldı. Define Büfe / Beşiktaş
Benimde okuduğum Sakıp Sbancı Lisesi ve daha bir çok okul, dersane ve üniversitelerle Beşiktaş çok canlı bir semt. Define'de Dürümüyle meşhur ve etin tadını süper.

Gelik / Bakırköy
Gelik’in en önemli özelliği odun ateşinde pişirilmiş ekmeği ve ‘kuzu eti beni rahatsız eder’ diyenlerin bile hafif bulduğu, az yağlı kuzu etidir. Dönerin yanına yöresel sunumu ön planda tutulmuş bol köpüklü ayran söylerseniz hayat bir an gözünüze daha güzel, hoş, keyifli görünür.


Atik Büfe / Nişantaşı
Atik'te farklı olarak nefis Tavuk Döneri de deneyebilecek olmanız. Amerikan Hastanesi’nin hemen karşısında bulunan mekanda içindeki bol malzeme ve marine edilmiş tavuk etinin tadı, insana hastanedeki yakınını unutturabilir ya da okulda ders varsa ‘boşver, notları kırtasiyeden alırım canım’ dedirtebilir.

Bambi / Sıraselviler
Bambi hakikatten dilden dile dolaşan bir efsane ama son zamanda şube sayısının artmasınan mı yoksa başka bir nedenden mi bilmem kalitesi düştü. Eti çok yağlı ve ağır ama Sıraselviler'deki şube farklı. Kaşarlı dürüm döner denenmeli. En azından duvarda döner yerken çekilen ünlü resimleri için bile Bambi bu listeye girebilir.


Kasap Osman / Eminönü
Adının başında Kasap nitelemesi olduğu için bu adam kıyma kullanıyordur et değil yorumalrı yapabilirsiniz ama et bir harika. Bir lokmada bitiyor adeta. Bizce yemeği yiyin sonra alış-veriş yapın sonra yine bir dürümü götürün:))))


Hamdi / Eminönü
İstanbul’da gerçekten iyi pişirilmiş, kaliteli et yerken bir gözünüz eski istanbul’u seyreylesin diğer gözünüz Japon turistleri görsün isterseniz Hamdi tam aradığınız yerdir. Yedikten saatler sonra bile etin tadı ağzınıza gelip rahatsızlık vermez. Bir cumartesi akşamı eş, dostla gidecekseniz en geç salı gününden rezervasyon yaptırılmasında fayda olan bir yerdir Hamdi. Yemekle birlikte ağır ağır demlenmek isteyenleri de kucaklar


Develi / Samatya
Develi etin her çeşidinde de uzman. Gazinatepli olması hasebiyle eti nasıl terbiye edeceğini çok iyi biliyor. Afiyetle yeyin dönerinizi artık canınız nasıl isterse, dürüm olur, porsiyon olur, pilav üstü olur, ekmek arası olur. Yedikçe de Marmara’ya bakın...


Dönerci Ali Usta / Ümraniye
Ali Usta önceleri pazarda satıyormuş döneri o zamanları kaçırdık ama dükkanında da aynı samimiyet ve lezzet var. Günde ortalama 300 kilo döner satan Ali Usta kendine özgü et marine etme usuluyle farklı bir tad sunuyor.


İncele !

2013 Yılı Eski Foça Tatil Resimleri


Dinlenmek için Eski Foça

Ege kentlerinin içinde, olduğu gibi kalabilmiş, başkalaşmamış, eski dokusunu hala koruyabilen az yerlerden biri Eski Foça, yani asıl adıyla FOÇA. Eski ve Yeni olmak üzere ikiye ayrılmış. İkisinin de güzelliği ayrı, ama bana sorarsanız Eski Foça derim; çocukluğumdan beri hiç değişmediği için :)

İlk bakışta insanı kendine hayran bırakan daha sonra da alışkanlık yapan bir hali var bu sayfiye kentinin. Sıcacık renkteki taş evleri, usul usul dalgalara sahiplik eden denizi, küçük balıkçı tekneleriyle burası, gezdikçe eviniz gibi oluyor.  





Daracık sokaklarındaki Rum Evleri sizi eski asırlara götürebilir. Sessiz sokaklarında istediğiniz saate kadar dolaşabilirsiniz. Dondurma yiyebilirsiniz, bankta oturup çiğdem (çekirdek) çitleyebilirsiniz ya da denize sıfır bir balık restoranında içkinizi yudumlayabilirsiniz. İsterseniz sakinlikten uzak gece eğlencelerine de katılabilirsiniz.  



Gecesinin bir başka güzel olduğu gibi, sabah güneş kendisini göstermeye başladığı andan itibaren Foça yeni bir güne çok diri ve hazır bir şekilde başlar. Siz de ona ayak uydurmak ve bu doğa güzelliğini kaçırmamak için erken kalkmaya özen göstermelisiniz. Denizin hışırtısını duymak için çok az kulak kabartmanız yeterli olacaktır. Çünkü Foça'da hiç bir zaman denizden çok uzakta olamazsınız. Kahvaltı öncesi güzel ve serin bir yürüyüş tavsiye ederim size, çünkü ardından kendinizi bir an önce denize atmak isteyeceğiniz kadar sıcaklıkta hava bekliyor olacak.

İsterseniz ücret ile hizmet alabileceğiniz plajlar olduğu gibi, kendine has bakir koylarda da denizin keyfini çıkartabilirsiniz. Genel olarak Foça'nın denizi diğerlerine göre biraz daha soğuktur. Ancak sıcak bir havanın ardından vücudunuzun serinlemeye ihtiyacı olacaktır. Bu yüzden iliklerinize kadar rahatladığınızı hissedeceksiniz ve hiç pişman olmayacaksınız inanın bana :) 


Ah nasıl unuturum... Foça'mızın tabii ki Atatürk Adası var...

Sahil Modası...

Dediğim gibi çok küçük ve kendine özgü bir yer Eski Foça. Tüm esnafın birbirini tanıdığı ve iç içe olduğu bir de çarşısı var. Aradığınız her şeyi bulabileceğiniz ve turistsiniz diye sizi kazıklamaya çalışmayan dükkanlara sahip. Bazı koylarının denizi taşlı diye plastik deniz ayakkabısından tutun da, belki canınız küçük bir tekneyle balık avlamaya çıkmak ister diye amatör ağ takımlarına kadar her şeyi bulabilirsiniz bu çarşıda. Ee.. tabii kıyafet modası da olmazsa olmaz! Bizim küçük sahil kentimizin, Çeşme ya da Bodrum gibi modanın estiği yerlerden ne farkı var??

Foça mimarisinin içine kondurulmuş çok sevimli butikler bulabilirsiniz burada. Örneğin size geçen sene keşfettiğim bir yeri tanıtmak istiyorum. "Beyaz Butik" Mekanı olduğu kadar sahibini de çok sevdim. Hem yazlıkçıların hem de Foça'nın yerlisinin uğrak yeri olan bu harika butik, Ayşen Hanım'a ait. Zevkli seçimleri, kendine özgü tarzıyla bayanlar için çok minik bir cennet yaratmış. Ben de elimden geldiğince bu sevimli butiğin içini ve ürünlerini göstermek istedim size. Fotoğraf çekimlerim esnasında mankenim olarak bana eşlik eden arkadaşım Özlem'e de çok teşekkür ediyorum tabii ki :)    









Foça'ya dair anlatmak istediğim daha çok şey ve sizlerle paylaşmak istediğim daha bir sürü fotoğraf var. Bir sonraki Foça yazımda bulabilirsiniz bunların hepsini. Şimdilik tadı damağınızda kalması adına Eski Foça'dan bu kadarlık...



İncele !

Roma Gezi Rehberi ve Yerler (Vatikan)

İspanyol Merdivenleri Aşk Çeşmesi Pantheon Tapınağı'ndan, Venedik Meydanı'ndan ve Kolezyum'dan bahsetmiştim. Bu sefer de Roma'da en çok merak edilen yerlerden biri olan Vatikan'ı anlatmak istiyorum.

Vatikan'da nereler gezilir? 

Roma'nın neresinde olursanız olun metroya binerek kırmızı hattı takip edip "Ottaviano San Pietro-Musei Vaticani" durağında inerseniz, Vatikan'a gelmiş olursunuz. Tabii metroyu kullanmak istemezseniz buraya ulaşmak için, otobüs ya da tramvayı da kullanabilirsiniz. Duraklarda indiğiniz anda turistleri takip ederseniz zaten surlarla karşılaşıyorsunuz. Biraz daha yürümeye devam ettiğinizde Aziz Petrus Meydanı sizi kucaklıyor olacak. 

Vatikan her ne kadar Roma Şehri'nin sokaklarının arasında yer alıyor gibi dursa da bilindiği gibi kendi başına ayrı bir ülke. Dünyanın en küçük ülkesi, fakat buna rağmen çok güçlü. Mutlak otoriteye sahip Papa tarafından yönetiliyor. En eski ve en düzenli orduya sahip olan İsviçre muhafızları tarafından da 15.yüzyıldan beri korunuyor.

Bizim de İtalya'da olduğumuz dönem "Yeni Papa"nın seçilme dönemine denk gelmişti. Bu yüzden hem çok kalabalıktı hem de her yer ayrı bir coşkuyla doluydu. Vatikan'ı ziyaret etmeyi düşündüğümüz gün ise, seçilen Yeni Papa-Francis'in Yemin Töreni'nin olduğu gündü. Bu yüzden merakımız iyice artmıştı. Metrodan çıkar çıkmaz ara sokaklardan, surları takip ederek açık bir alana geldik. Burası San Pietro Klisesi'ne doğru giden yolun başıydı. Çevremiz Papa'yı görmek isteyen bir çok insan ve onu korumakla görevli polisler ile çevrelenmişti. Yemin Töreni, alana kurulmuş bir barkovizyonla gösteriliyordu. 

Kalabalığı takip ederek yolun sonunda çok geniş bir alana konumlandırılmış San Pietro Bazilikası bulunuyor ki burası; Papa'nın seçildiği gün, tüm dünyaya el salladığı balkonun bulunduğu yer; Aziz Petrus Meydanı. Meydan, İskenderiye'den getirilen dört bin yaşındaki dikilitaşı çevreliyor. Her yıl binlerce Katolik'in ibadet için geldikleri bu, dünyanın en büyük meydanlarından biri olan Aziz Petrus Meydanı'nda Papa, Katolik ve diğer mezheplerden dinleyicilerine seslenip mesajlarını okuyor. Ayrıca buraya ücretsiz olarak girebilir ve dilediğinizce kendinizi bu dünyanın içinde hayallere bırakabilirsiniz.
Vatikan'daki en göze çarpan bina San Pietro Bazilikası, Hıristiyanlığın en büyük klisesi. Kliseye girebilmek için uzunca bir sıra bekleyeceksiniz büyük bir ihtimalle. Bu esnada klisenin ön cephesinde yazan uzun Latince yazının ne demek olduğunu merak etmeniz de mümkün. Bazilikanın yapımında büyük rol oynayan Papa V. Paul'e selamlarını iletiyorlarmış meğer :)   

Klisenin dışı gibi içi de baş döndürücü. İçeriyi gezerken muhteşem zenginliğin bunca asırdır insanları nasıl etkilediğini kolayca anlayabiliyorsunuz. Kliseye giriş de sıra bekledikten ve üzeriniz arandıktan sonra ücretsiz. Yalnız meydanın muazzam görüntüsüne yüksekten bakmak isteyenler 117 metrelik kubbeye tırmanırken ufak bir ücret ödemek zorunda kalabilirler. Bu tarihi ihtişamın içinde, her ayrıntısına kadar inceleyebileceğiniz heykeller, mezarlar, gerçekliğine inanamayacağınız bir çok eser bulunuyor.

 
         
Bir çok Papa'nın kendi adına müze yaptırması sonucunda Vatikan Müzesi ismi altında ortak bir koleksiyon oluşturulmuş. Müzelerde farklı galeriler ve bunların içinde 12.-18. yüzyıl eserlerini , Yunan ve Roma antikalarını, 19. ve 21. yüzyıl eserlerini ve Raphael, Michelangelo, Leonardo gibi önemli kişilere ait sanat eserlerini görebilirsiniz.
Müzelerin ardından sıra Papa seçimi için Kardinaller'in dünya ile bağlantılarını kesip kapandıkları Sistin Şapheli'ne geliyor. İsa ve Musa'nın hayatlarına dair kesitlerin anlatıldığı freskler, Michelangelo'nun inanılmaz eserleri, özellikle ilk insan Adem'in yaradılışını betimleyen tablosu sizi bilmediğiniz bir tarih içine götürüyor.  
Hem Sistin Şapeli'ne, hem de müzelere tek bir ücret ödeyerek girebilmeniz mümkün. (Yaklaşık 30€ civarında) Pazar günleri dışında her gün 09:00-18:00 saatleri arasında buraları ziyaret edebilirsiniz. Özellikle Sistin Şapheli'nde kesinlikle fotoğraf çekmek yasak olduğu için ben de internetten bir kaç fotoğraf seçtim.

Vatikan kitaplara ve filmlere gerçekten de çok yakışan bir yer. Özellikle Dan Brown'un Melekler ve Şeytanlar Kitabı'na konu olmasıyla bir çoğumuzun ekstra ilgisini çektiği de bir gerçek. Büyüsünün başınızı döndürdüğü bu küçük ülkenin gezilecek yerleri için inanın bana, uzun sıralar beklenmeye değer...

Sevgiyle Kalın...

Ezgi :)


İncele !

Gezilecek Mekanlar Özdere İzmir Rehberi

Özdere Nasıl Bir Yer




Ege'nin inci kıyılarından birinde kurulmuş olan Özdere Beldesi'ni gezdim geçen hafta. Bu şirin yer, İzmir'in Menderes İlçesi'ne bağlıymış. Ve öğrendiğime göre; girintili çıkıntılı koyların yarattığı tertemiz denizine girmek için turistler, Kuşadası'ndan bile yat turlarıyla buralara geliyorlarmış yüzmek için. Yeşilin ve mavinin her tonunu bulabileceğiniz bu küçük yerleşim yerinde, 4 ve 5 yıldızlı bir çok tatil köyünde ve otelde kalabilirsiniz. Parasını kalacak yerlere harcamak istemeyen gezginlerimiz için de küçük motel ve pansiyonlar da mevcut.

Denize girmek için Özdere'deyseniz çok şanslısınız. Çünkü en bilinen koylarında biri olan Ahmetbeyli koyunun ve plajının dışında bir çok koy ve plaja sahip Özdere. Belde'nin sınırları içindeki koylar ve sahil şeridinin uzunluğu 40km kadarmış. Bu da, otel ya da tatil köyleri için ve tatilciler için tabii çok uygun.

Küçük bir doğa cenneti de diyebiliriz burası için. Pırıl pırıl denizi sualtı sporlarına ilgi duyanlar için birebir. Aynı zamanda yürüyüş yapmayı sevenler için çok temiz bir orman havası var, kesinlikle tavsiye ederim...
Hep çocukken gelirdik bu sayfiye kentine. Aklımda kalan; mandalina bahçeleri, durmadan öten cır cır böcekleri, ve kapısında plastik topların asılı olduğu küçük marketler... Doğa o kadar cömert davranmış ki Özdere'ye, yolun iki yanında boylu boyunca yemyeşil ormanlar görmeniz mümkün.


Gelip gördükten sonra siz de "Keşke bizim de burada bir yazlığımız olsa!" diyeceksiniz... 

Özdere'ye Nasıl Gidilir?



  • Özel aracıyla gitmek isteyenler için, Özdere İzmir'in 70km güneyinde kalıyor. İzmir Adnan Menderes Havaalanına ise uzaklığı 45km. Yani oldukça yakın.
  • Tüm bunların yanı sıra, İzmir Otogardan da hem Belediye Otobüsleri'yle hem de Özdere Taşımacılık minibüsleriyle çam kokuları arasında Özdere'ye ulaşabilirsiniz.
  • İzmir'den metroyla da Menderes Durağı'nda inebilirsiniz ve direk Özdere dolmuşlarına binebilirsiniz.
  • Eğer Üçkuyular'a yakınsanız oradan da Özdere otobüsleriyle kolayca denize girmeye gidebilirsiniz.   

 

Gizlenmiş Bir Bahçe.. GİZLİ BAHÇE

Keyifle tatil yapabilmeniz için Özdere'nin sürprizleri bitmiyor. Bir çok kendine özgü mekanı olan Özdere'de size tanıtmak istediğim ayrıca özel bir yer var; GİZLİ BAHÇE!  


İsmi gibi kendisi de gizli. Mandalina bahçeleri arasına saklanmış bu esrarengiz restoranı bulduğunuz anda kendinizi çok şanslı hissediyorsunuz. İçeriye girdiğiniz anda dikkatinizi ilk çeken şey restoranın dekorasyonu oluyor. Etraftaki her şey size "merhaba" diyor. Yemek yemek için girdiğiniz bir mekanın ilk izlenim olarak beklentinizi karşılaması gerekir. İşte burası her haliyle farklı ve orijinal tasarım tarzıyla eminim size de hitap edecek. Kendinizi çok samimi bir arkadaşınızın evindeymişsiniz gibi hissetmenize yardımcı olacak sempatik bir ortam.
Masaların üzerindeki rengarenk tüller sizi alıp başka diyarlara götürebiliyor. Her masanın ayrı bir havası var. Hiç biri birbirinin aynısı değil. Bu yüzden size tavsiyem bu restorana birden fazla gelmeniz ve her seferinde yemek yerken farklı bir masa seçmeniz. Kullanılan minderler ya da tepenizdeki lambalar o kadar gerçek dışı gibi ki; ister gündüz isterseniz de gece ayrı bir hava katıyor mekana.   
   

 

Gizli Bahçe restoranında boş masa bulmanız çok zor. Mutlaka gelmeden önce rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Özellikle sahibi Yeşim Hanım bu konuda çok titiz. Tüm misafirlerini rahat ettirebilmek için teker teker kendisi ilgileniyor. Bu yüzden eğer masa ayırtmadan giderseniz ve yer bulamazsanız ek masa koymalarını teklif etmeyin çünkü kapasitelerini aşıp kalitelerini bozmak hiç istemiyorlar.

Mutfak ise Yorgo Bey'e ait. Kimseye bırakmadığı bu mutfakta Yunan ve Türk kültürlerinin iç içe geçmiş sunumlarını bulmanız mümkün. Biz Balık yemeği tercih ettik. Öncelikli olarak mezelerle başlayan lezzet yolculuğumuz, leziz mi leziz bir balık ile durmak bilmeden devam etti. Ellerine sağlık Yorgo :)

Cumartesi geceleri bu eğlenceli yemek faslı yine Türk ve Yunan karması ezgileriyle daha da şenleniyor. İşin en güzel tarafı da mekan sahibi Yeşim Hanım ve Yorgo Bey'in de en az misafirleri kadar eğleniyor olmaları. Gecenin ilerleyen saatlerinde ise birlikte yaptıkları dans gösterisi ve ardından Cezayirli Hamil Battar'ın şovu -ki bu Yeşim Hanım'ın ta kendisi :) size unutamayacağınız bir gece yaşatıyor.

 


Dediğim gibi çok gizli bir bahçe burası, ama ilk gelecek olanlar için ufak bir iyilik yapabilirim. Restoranı bulmak için en kolay tarifi ile; Özdere'den Kuşadası'na doğru devam ederken solda kalıyor tabelası. Hemen içeri doğru kıvrıldığınızda da zaten küçük dar bir yol sizi gizli gizli Gizli Bahçe'ye götürecektir. Eğer zaten Özdere taraflarında oturuyor ve henüz bu güzel bahçeyi keşfetmemişseniz de sizin için dostlarınız ya da misafirlerinizi ağırlayabileceğiniz daha harika bir mekan düşünemiyorum...


İncele !